VARİDAT/SARFİYAT
Bir nehir doğar doğal kaynağından. Aslından küçücük bir gözedir. Yol meafe katettikçe çay olur ırmak olur nehir olur. Ya gölde ya da denizde son bulur.
Yol geçtikçe başka derelerden tepelerden yeni karışımlar olur. Çoğalır büyür çağlayan olur. Fırat olur dicle olur. Ancak ne fırat ne dicle doğduğu gibi saf arı duru kalır. Saf temiz berrak olarak ulu dağlardan kaynayan pınar artık içilmez girilmez bakılmaz bir hal alır. Geçtiği dereler katıştığı sular atıklar bozmuştur tadını tuzunu. Kim bilir kimlerin eli değdi.
İşte insanda böyledir. Doğar ve hayat denizi içerisinde akar gider. Saf ve temiz doğan ruhuna sesler kelimeler renkler şekiller karışır. İnsanlar şeytanlar kirletir ruhunu. Maddeden geçerken madde kirletir ruhu. Ölüm denizine kirlenmiş olarak dökülür koca fırat gibi.
Peki her geçen vadide arıtma tesislerinde yıkansa arınsa!.....
kirli suları bünyesine almasa katmasa!....
doğduğ gibi temiz dökülmez mi?
İşte insanda her ramazanda her cumada her vakitte tevbede arınsa günah kalır mı?
İşte bir Hadis-i Şerif
"Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı? Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder." (Buhârî, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 283)
bir diğer Hadis-i Şerif
"Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar. Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim, Tahâret 32; bk. Tirmizî, Tahâret 2)
diğer bir üçüncü Hadis-i Şerif
"Kul namaza durduğunda, bütün günahları getirilir. Başı ve omuzları üzerine konulur. Rüku ve secdeye gittikçe dökülür, o insandan ayrılır." (Taberânî, el-Mu’cemu’s-Sağîr, hadis no: 794)
Temiz doğan insanın temiz ölmesi için başta farzları yerine getirmek ve haramlardan kaçınmak olmak üzere Rızayı ilahiyeye uygun bir hayatı tercih etmesi gerekir.
Ya da şöyle bir örnek verelim
Boş bir havuzu saf temiz sular ile doldurmak için temiz kaynaklar seçmek gerekir. Çok dolması için de bol kaynaklar üretmek gerekir.
İnsan hayatı da bir havuz gibidir. Ya günahlarla ya da sevaplarla doldurulur. Hayat havuzunun içerisinde günde beş vakit namaz musluklarıyla ramazan ayında ve diğer zamanlarda oruç musluklarıyla, zekat ve diğer sadaka musluklarıyla, güzel ahlak, ilim ve erdemli davranışlarla havuzunu sevaplarla dolduran kaişi bahtiyar kimsedir.
Havuzunu günah, isyan, nifak, şirk ve inkar kirleriyle dolduran kişi de bahtsız kişidir.
“Kul bir hata işlediği zaman kalbine siyah bir nokta vurulur. Şâyet günahtan vazgeçer, istiğfâr ve tevbe ederse kalbi cilâlanır. Böyle yapmaz da tekrar hatalara yönelirse siyah nokta artırılır ve neticede bütün kalbini kaplar.” (Tirmizî, Tefsîr, 83; İbn-i Mâce, Zühd, 29)
Bu sebeple varidat ve sarfiyatımıza dikkat etmek helalinden kazanıp helalinde harcamak en az haramlardan kaçınmak kadar önemlidir.
BÜNYAMİN GÖLCÜ
HONAZ
20.03.2024