Bünyamin Gölcü

Tarih: 19.02.2024 17:11

BİR TENKİT

Facebook Twitter Linked-in

BİR TENKİT

Son zamanlarda bir hocanın! kuran bize yeter deyip ciltlerce tefsir yazması ve satışa sunması üzerine tekrar piyasaya sürülen bir tartışma var; “Kuran bize yeter mi yetmez mi? Söylemi.

Tam bir paradoks

Yeter desen o zaman deniyor öyle ise hadislere ne gerek var. Yani hadis inkarcılığına bir sebep teşkil ediyor.

Yetmiyor desen o zaman haşa Allah kelamını eksik bırakmış gibi bir anlam ifade ediyor.

İnsanları haktan saptırmak için tam bir şeytani plan. 

Aziz kardeşlerim 

Kuran tamdır. Eksik değildir. Apaçık bir kitaptır. Ancak eksik olan biziz. Kusurlu olan bizleriz. Anlamaya yeterli ilmimiz yoktur.

Hadis Kuranın uygulamasıdır. Yani anayasanın yasalarıdır.

Kuran emreder. Emredilenin uygulanışını Hadisler gösterir.

Kuran özettir. Tafsilatı Hadislerdir.

Kuranın hayata ve yaşantıya dönüşü Hadislerdir.

Lafzı ibadet olan ve lafzıyla ibadet edilen ilahi bir kitabın tam da böyle olması lazım gelir.

Hıfzedilmesi, okunması ve anlaşılması için tam da böyle olması lazım. 

Herkesin her bir suresine her zaman ve mekanda kolaylıkla ulaşabilmesi için tam da böyle olması lazım.

Kuranın korunabilmesi muhafaza edilebilmesi için tam da böyle olması lazım.

Burada eksiklik insandadır. İnsan idrakindedir. Bilgi ve birikiminin yetersizliğindedir. Kitapta değildir.

İnsan ürünü devlet anayasalarının dahi anlaşılması için fakülteler kurulup yıllar yılı eğitime tabi tutulmasına rağmen ilahi kelamın herkes tarafından haşa bir peygamber ölçüsünde anlaşılabileceğini iddia etmek şeytanın aldatmacasından başka bir şey değildir.

Burada bir diğer konu Hz Peygamberin ötelenmesi meselesidir. Ortada hz peygamberin örnekliği diye bir gerçek var. kuran da Hz Peygambere ittiba etmeyi emrediyor. Örnek olarak Ona bakmamız gerektiğini söylüyor. Hatta bağışlanmayı dahi Hz Peygambere tabi olmaya bağlıyor. Yani Allah Hz Muhammedsiz Kullarının ibadetlerini dahi kabul etmiyor. Onları affetmiyor. Kaldi ki Onu hiçe saymak (sana sığınırız Ya Rabbi)

Burada tartışılan bir değer konu hadislerin geliş yollarıdır. Ancak kuran bize yeter diyenlerin hadisleri red yöntemleri ideolojik bir saplantıdır. İlmi esaslara dayanmamaktadır. Bir hadis reddedilecekse bu hadis usulü ilminin kavaidine göre yapılır. Kendine bir prensip edinip sonra ona uymayan hadisleri reddetmek usulen hatalı bir yöntemdir.

Hadislerin inkarında ana sebeplerden birisi de başlangıç hareket noktasıdır. Yani kişi önce bir düşünceyi benimseyip sonra ona ayetlerden ya da hadislerden dayanak bulmaya çalışmaktadır. Bu durumda eğer kendi fikrine uygun değilse sahih hadisler reddedilmekte uymuyorsa zayıf hatta mevzularla da amel edilmektedir. Bu durumda usulen hatalı bir yöntemdir. Kişi önce Allahı ve Rasulünün ne dediğine bakar sonra düşüncesini onun üzerine inşa eder. Doğru olan yöntem budur. Yani önce düşünüp sonra temel bulmak değil. Temel kaynağı bulup ona uygun düşünmektir.

Bir diğeri islama hizmet böyle mi olur? İnsanları Kuran ile buluşturmanın yolu bu mumudur? Bu yaklaşım insanların kuran ile buluşmasını değil aksine uzaklaşmasını sağlar. Çünkü sünnet olmadan kuranın anlaşılma ihtimali bile yoktur. İslamın birinci ibadeti namaz dahi kılınamaz. 

İnsanların aklında Kuran bize yeter söylemi ile başka nice sorun(n)ların ucu açılmış olur. Burada kuranın kendisine indirildiği Hz Peygamber konularla alakalı ne söylemiş diye sorulmaz mı? Kuranın uygulama örneği kimdir diye sorgulanmaz mı? Hatta İslam madem bu kadar şüpheli ise kuranın doğru olduğu hakikatı da sorgulanmaz mı? Yani aslında sünnetin inkarı doğrudan kuranı sanık sandalyesine oturtmaktır. Ve İslamın güvenilirliği zedelemek ve yaşanamaz bir din haline getirmektir.

Kuranın kendisi de bilenlere sorun diye başka kaynaklara yönlendirme yaparken, sadece dini konularda değil beşeri, sosyal ve bilimsel konularda da araştırmayı ve sorgulamayı emreden kuran için bana yeter demek aslında kuranı da dinlememektir. Yani bu mantık doğrudan kuranı kendisine aykırıdır.

Yine kuranda Hz Peygamberi üsve-i hasene yani en güzel örnek olarak takdim etmişken kuran bize yeter demek kuranın hılafına davranmaktır.

Özet olarak sünneti öteleyerek ortaya atılmak istenen kuran bize yeter söylemi şeytani aldatmacanın bir çalışmasıdır. 

Ya Rabbi ne günlere kaldık! Müslümanım diyenlerin peygamberlerini tartışmaya açtıkları günler yaşıyoruz. (Hidayet et Ya Rabbi)



 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —