Magazine ve gösteriye alıştırılmış toplumlarda önemli meseleleri gündeme getirmek zordur. Küçük eğlenceliklerle uyutulan toplum, inanılmaz bir dedikodunun ve çıkar çekişmesinin içinde bocalayıp dururken geleceğinin ipotek altına alındığından, modernite ile kamufle edilmiş çağdaş bir köleleliğe hapsedildiğinden haberdar bile değildir. Şuursuz kalabalıklar kendilerine sunulan eğlencenin heyecan ve inadıyla bağrışır dururlar:
-Yaşa, var ol!
-Oley!
-Goool!
Kimbilir kalabalıkların kendinden geçtiği bu saatlerde kaç kişi büyükşehirlerin kenar mahallerinden hızlı ve telaşlı adımlarla yollara düşüp çöpten ekmek toplamanın derdi ile üşümektedir!
Kimbilir amelelik yaparak ekmeğini kazanan, siyah tenli kaç kasketli adam, bu sene üniversiteyi kazanmış çocuğunu uzak ve meçhul diyarlarda nasıl okutacağının sancısıyla kıvranmaktadır!
Beri tarafta ise akıl almaz bir dedikodu beyinleri kemirmektedir:
-Akşamki maçı izledin mi? Adam ne gol attı be!
Televizyonda en çok izlenen programlara bakınız: Yemekteyiz, Survivor, Evlen Benimle, Pazar Keyfi, Bugün Ne Giysem, Televole... Bunlara ekranlarda birbirlerine küfreden eski tüfenk sporcuların magazinel spor programlarını da ilave edebilirsiniz.
1980'li yılların ortalarından itibaren sancılı bir toplumsal değişim yaşamaya başladık. Buna bağlı olarak değerler erozyonunu yaşamamız da kaçınılmazdı. Nitekim dokunduğunuz her yer dökülmeye başladı. Aile, hısım-akraba, konu-komşu, ar-namus, edep, haya, haram, helal, dürüstlük, samimiyet, sevgi, saygı, eşitlik-adalet, iş ahlakı ve güvenilirlik alıp başını gitti.
Ne hazindir ki paraya ve güce tapınma derecesinde bağlanan bu toplumun iman ve ahlak zaafiyeti yaşaması da kaçınılmazdı.
Ya eğitim, kalifiyeli insan yetiştirme, nesilleri kazanma derdinde olanlar nereye çekip gittiler? İdealizmi küçümseyip her şeyi parayla ölçülür hale getirseniz bir bakıma materyalist ve kapitalist kabullenmelerinizin bedelini ödersiniz.
İşte önümüzdeki hafta okullar yeniden açılacak. Çözümlenememiş problemleriyle koskoca bir eğitim ordusu sınıflara hücum edecek. Sonra kürsülerde nutuk çeken politikacılar ve bürokratlar göreceksiniz. Hal-i pür ahvalimizi anlatan şu meşhur tekerleme kulaklarınızı bir daha çınlatacak:
-Ölen ölür, kalan sağlar bizimle.
Yazık, hem de çok yazık! Görüldüğü gibi "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!"