Yaşar Öztürk

Tarih: 26.01.2018 12:00

AFRİN HAREKÂTI VE ALGI OPERASYONLARI

Facebook Twitter Linked-in

Afrin harekâtının 5. gününde sosyal medya üzerinden yapılan algı operasyonları, Türkiye'de terör seviciliği ve üstü örtülü PKK destekçiliğinin hangi boyutlara ulaştığını göstermesi bakımından ibretle izlenmelidir. Siyaset bilimcileri, sosyologlar, hukukçular, psikiyatr ve sosyal politika uzmanları bu konuyu derinlemesine incelemelidir.

 

Aynı taktik ve algı operasyonları Gezi olaylarında da denenmişti. Sahte fotoğraflar, yalan yanlış haberler, “orantısız güç kullanılıyor” çığırtkanlığı, kırmızı elbiseli kız hikâyeleri ve televizyon ekranlarında boy gösteren kışkırtıcıların ihanet kokan konuşmaları…
Nitekim HDP eş başkanlarından biri, TSK'nin Afrin harekâtını “işgal” olarak değerlendirdi ve bölge halkını “ayaklanmaya” çağırdı!? Eğer bugün, 15 Temmuz öncesindeki güçleri olsaydı, aynı hainliği o malum çevreden de görecektik. Hatta daha acısını söyleyeyim, bu hainler 15 Temmuz'da başarılı olsalardı; biz bugün parçalanmış devlet ve milletimizle belki bunları konuşma fırsatını bile bulamayacaktık. Kim bilir, birçoğumuz belki hayatta bile olmayacaktı!

 

Bu ülkede yerli ve milli olan her şeye karşı çıkan, aleyhte propaganda yürüten, linç kampanyası düzenleyen, ülkenin gerçek sahiplerine söven, onları suçlayan, hakir ve değersiz gören bir güruh var. Bizim gibi görünen, bizim gibi giyinen; fakat inancı, yaşantısı, davranışı, düşüncesi bize benzemeyen, bizim gibi olmayan, devlet ve millet düşmanı çok sayıda yerli işbirlikçi ve hain var!

 

İsmet Paşa, Ulus gazetesinde yayımlanan hatıralarında, 1930'lu yıllarda Millî İstihbarat Teşkilatının kendisine sunduğu bir raporda 200 bin “hain” olduğundan bahseder. Bu listenin içinde köylü, şehirli, doğulu, batılı, kuzeyli, güneyli, okumuş, cahil, zengin, fakir, asker, sivil, bürokrat, profesör, öğrenci, esnaf, işadamı vs. bulunmaktadır.

 

Bu listeyi çok mübalağalı bulanlar, 15 Temmuz sonrasında ortaya çıkan “paralel devlet yapılanmasında” en mahrem görevlerde bulunan asker ve bürokratların FETÖ iş birlikçisi oldukları için devlet kadrolarından uzaklaştırıldıklarını unutmasınlar! İş, aş, hammadde, kredi, üretim, pazarlama, markalaşma, ihracat, ithalat ve pazardan yüksek pay alma talepleriyle menfaat organizasyonuna üye olan iş adamlarını da gözden uzak tutmasınlar! Adaleti ayaklar altında çiğneyen, hukuk adına yol kesen hâkim ve savcıları sürekli hatırlasınlar! TBMM'yi bombalayan, milletine kurşun sıkan, komutanlarını derdest edip esir alacak kadar hainleşen, üniformalı FETÖ çetelerini asla hatırdan çıkarmasınlar!

 

Afrin harekâtını uluslararası kamuoyunda itibarsızlaştırmak adına, şimdi de aynı şeyleri sosyal medya üzerinden yapmaya çalışan işbirlikçi hainler var! İhanet,
dünyada tükense, bizde tükenmez! Çünkü devlet ve milletine düşman, o kadar çok kelaynak kuşu var ki; bunların yeryüzünde nesli kesilse, bizde kesilmez!

 

Ülkemizin millî güvenliği açısından, devletimizin yapmak zorunda kaldığı Afrin harekâtında millî birlik ve beraberliğimizi korumamız büyük önem arz etmektedir. Etnik ve siyasî kapışmaları bir tarafa bırakıp devletimizin bekası ve milletimizin huzur ve güvenliği için her türlü bölücülük ve yıkıcılığa karşı tek vücut olmak zorundayız.

 

Dağınık ve pejmürde toplumlar, iç ve dış kışkırtmalarla her zaman çatıştırılmaya ve parçalanmaya mahkûmdurlar. Emperyalistlerin bu topraklardaki oyunları bitmez. Her daim içeride kullanacakları hainler olacaktır. Bu milleti parçalamak, bu devleti yıkmak düşüncesinden hiç vazgeçmediler ve hiçbir zaman da vazgeçmeyecekler! Ama Allah'a şükürler olsun ki, bunu şimdiye kadar başaramadılar; Allah'ın inayeti ve keremiyle bundan sonra da başaramayacaklar!

 

Yeter ki biz, birlik ve beraberliğimizi her zaman korumasını bilelim. Unutmayalım; şahıslar, dernekler, kooperatifler, şirketler, siyasî partiler, dünyalık makam ve saltanatlar gelir geçer, yıkılır, yok olur; fakat kıyamete kadar payidar olması gereken Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir!

Sınır ötesi operasyonlarda görev yapan kahraman Mehmetçiklerimizi her türlü bela ve saldırıdan koruması için Allah'a dua edelim, muvaffakiyetler temenni edelim. Şehitlerimize rahmet dileyelim. Nasrun minallâhi ve fethun karîb ve beşşiril mu'minîn. “Yardım Allah'tandır ve fetih yakındır. Müminleri müjdele!” (Saff, 13).


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —