8 Mart 2018 Bir Dünya Kadınlar Günü Daha
Değerli okuyucularım sevgiyle hepinize merhaba. 2018 yılının 8 Mart'ında hala bir kadın olarak kadının varlık gösterme çabasına dair yazı yazıyor olmaktan rahatsızım. Bununla beraber hep birlikte tanıklık ettiğimiz şiddet ve taciz olaylarının gölgesinde hepimizin sorumluluk alarak bir ucundan tutması gerektiği bilinciyle bıkmadan usanmadan, utanmadan; yazmamız, söylememiz, eyleme geçmemiz, elimizden geleni yapmamız gerekli diye düşünüyorum. Görüyorum ki bu yol çok çetin. Çakıllı, engebeli, dikenli, sert ama aşılmaz değil onu da biliyorum. Değerli okuyucularım gelin hep birlikte sayılarla durumumuza bir göz atalım.
Aşağıda TÜİK'in idari kayıtlardan ve yaptığı araştırmalardan derlediği verileri cinsiyet bazında bir tablo ile hep birlikte inceleyelim.
Seçilmiş Göstergeler (2016) |
Toplam |
Erkek |
Kadın |
Okuryazar olmayan nüfus oranı (25+yaş) |
5,1 |
1,6 |
8,5 |
Yüksekokul veya fakülteden mezun nüfus oranı (25+ yaş) |
16,5 |
18,8 |
14,2 |
İstihdam oranı (15+ yaş) |
46,3 |
65,1 |
28,0 |
İşgücüne katılma oranı (15+ yaş) |
52,0 |
72,0 |
32,5 |
Genç işsizlik oranı (15-24 yaş) |
19,6 |
17,4 |
23,7 |
Cinsiyete göre rektör sayısı |
177 |
162 |
15 |
Merkez Bankası Meclis Üyeleri Sayısı |
7 |
7 |
- |
Cinsiyete göre milletvekili sayısı |
550 |
469 |
81 |
Cinsiyete göre bakan sayısı |
27 |
26 |
1 |
Yönetici pozisyonundaki kadın oranı |
100 |
83,3 |
16,7 |
Cinsiyete göre büyük elçi sayısı |
244 |
201 |
43 |
Cinsiyete göre polis oranı |
100 |
94,1 |
5,9 |
Rakamlara lütfen dikkatle bakın; nerde bu kadınlar dediğinizi duyar gibiyim. Bilmiyorum biz nerdeyiz görünmez mi olduk acaba. Kararlarımızı kendimiz alamaz bir durumda, yönetilen konumunda yaşamın her alanında bir yerlerde sıkışıp kaldık ne yazık ki. Evet biz zaman geçtikçe görünmez hale geliyoruz.
Bitmedi değerli okuyucularım daha da can acıtacak rakamlar vereyim mi; H.Ü. Nüfus Etütleri Enstitüsü'nün 2014' de yapmış olduğu Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması sonuçlarına göre 15 yaş sonrasında eşi yada birlikte olduğu kişi dışındaki kişiler tarafından 15-49 yaş grubundaki kadınların %14,1'i fiziksel şiddete, %3,1'i de cinsel şiddete maruz kalmış. Bitmedi Son 12 ay içinde eşi yada birlikte olduğu kişi tarafından 15-49 yaş grubundaki kadınların %15,5'i fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmış. Kadınlar hala şiddet görüyor. yakınından, eşinden, sevgilisinden, hiç tanımadığı birileri tarafından hala şiddete maruz kalıyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunu duydunuz mu bilmiyorum. Güzel kalpli insanların oluşturduğu gönüllü bir grup. Bu platformun açıklamalarına göre 2017 yılında 409 kadın öldürüldü. 387 çocuk istismara uğradı. 332 kadına cinsel şiddet uygulandı. Biliyor musunuz değerli okuyucularım ölen kadınların 88'i kendi hayatına dair karar almak istediği için öldürüldü. İnanmak çok zor değil mi kadın kendi hayatına dair yaşamsal tercihini yapmak istedi sonucunda öldürüldü. 110 ölen kadının ölüm nedeni tespit bile edilememiş.
Bunu kim yapıyor bize peki? Seçimlerimizi biz yapmadığımıza göre bizim yerimize birileri kararları alıyor ve seçimleri yapıyor. Neden biliyor musunuz evren boşluk kabul etmez de ondan akış seçimlere göre devam eder. Kadın hani doğanın en güçlü en dayanıklı varlığıydı. Kadın hayattı, tanrının armağanı küçük bir tohumu bedenine alıp yeni bir dünya yaratacak kadar kutsaldı. Kadın aşktı, koşulsuz sevginin sonsuz kaynağıydı. Annelik gibi kutsal bir görevin yaradan tarafından görevlendirilmiş yegane emanetçisiydi. Biz ne zaman tüm bunları unuttuk, unutturduk kendimizi. Oysa tüm canlılar gibi, birlikte yaşam sürdüğümüz erkekler gibi yaradan tarafından aynı özenle yaratıldık. Yaşamı insan bedeninde hediye olarak aldık. Çok değerliyiz evet hem de çok. Değerli olduğumuzu bize birilerinin hatırlatmasına ihtiyaç yok zaten öyleyiz. Farkına varmamız gerekli bunun içinde çok meraklı olmamız, düşünmemiz, sorgulamamız gerekli.
OSHO ne güzel söylemiş; "Eğer sen farkındalıkla yaşarsan her gün senin için bir altın fırsata dönüşecektir. Her şey senin farkındalığına bağlıdır."
Evet yaşadığımız her an farkındalığımızı artıracak eylemlerde bulunmalıyız. Yaşamımızın iplerini elimize almayı seçmeli, yaşamın tüm alanlarında sorumluluk almaya istekli olmalıyız. Elbette deneyimlerimizin hepsi olumlu sonuçlanmamış olabilir. Sızlanmalarla, şikayetlerle, önyargılarla vakit kaybetmek yerine bu deneyimlerden dersimizi alabilmeliyiz. Unutmamalıyız biz değişirsek her şey değişir. Hemen olmaz belki ama eninde sonunda mutlaka olur.
Anneler olarak çocuklarımızın inşa ettikleri yaşamlarındaki rolümüz çok büyük ve etkin. Onlara deneyimlerimizi aktarırken her dokunuşumuz koşulsuz sevgiyle olsun ki oda sevgiyle büyüyüp gelişsin ve bunu yaşamına yansıtabilsin. İleride anne, baba, birey olduğunda evrendeki her bir varlıkla sevgi dolu bir yaşamı olsun.
Söylenecek öyle çok şey var ki aslında. Yıl 1857 ABD'nin Newyork şehrinde daha iyi koşullarda çalışma yaşamı elde edebilmek amacıyla yola çıkan 40000 dokuma işçisinden olaylar esnasında çıkan yangında 129 kadın hayatını kaybediyor. Bu gün bu kadınların anısına 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü olarak anılmaya başlanıyor. Bu günün Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasına vesile olan yaşamını yitiren kadınlara verdikleri haklı mücadele için teşekkür ediyor, saygıyla anıyorum.
Değerli okuyucularım kadın olarak vurgu yapmadan güzelliklerin, mutlulukların, başarıların konu olacağı satırlarda buluşmak niyetiyle yaşamınızın her alanında her dokunuşunuzun koşulsuz sevgiyle olmasını diliyorum.