Nezle ve gribal enfeksiyonun birbirinden farklı iki ayrı hastalık olduğunu ifade eden Denizli Devlet Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Erkan Tezcan, iki hastalığında belirtilerinin birbirine çok benzediğini, gün içindeki sıcaklık farklarının bu hastalıkları tetiklediğini belirtti. Tezcan: “Grip, influenza virüsünün neden olduğu ve genellikle her yıl kış ve bahar aylarında görülmesi nedeni ile mevsimsel grip hastalığı olarak adlandırılan bir hastalıktır. Grip ve soğuk algınlığı (nezle) solunum yollarını etkileyen fakat farklı virüslerden kaynaklanan hastalıklardır. Soğuk algınlığı, influenza virüsü dışındaki 100'e yakın virüsün sebep olduğu, çok daha hafif seyirli bir hastalıktır. Genellikle grip, soğuk algınlığından daha ağır seyreder. Gripten farklı olarak soğuk algınlığında ateş, baş ağrısı, vücut ve kas ağrısı, halsizlik ve kuru öksürük daha nadir veya hafif görülürken; boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı ve burun akıntısı daha sık yaşanmaktadır. Soğuk algınlığı sırasında kişi hastalığı “ayakta geçirebilir” iken, grip sırasında hastalar günlük işlerini yapamaz duruma gelebilir. Grip, temel olarak hasta bireylerin öksürme, hapşırma ve konuşma esnasında yaydıkları damlacıkların, sağlıklı bireyler tarafından tekrar solunum yoluyla alınmasıyla bulaşmaktadır. Nadiren bu damlacıkların bulaştığı yüzey ve nesnelere temas edildikten sonra ellerin ağız, burun veya göze sürülmesi ile de bulaşabilmektedir. Tokalaşma, öpüşme, bir metreden fazla yaklaşarak konuşma önemli bulaş yollarıdır. Bu nedenle nezle ve grip, ev, işyeri, okul, kreş, anaokulu ve toplu taşıma araçlarında daha kolay bulaşmaktadır” şeklinde konuştu.
Hasta Kişiler Ne yapmalıdır?
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Erkan Tezcan, 65 yaş ve üzeri kişiler, 2 yaşın altında bulunanlar, hamileler, bakımevi ve huzurevinde kalanlar, konik böbrek yetmezliği olanlar, astım, kronik akciğer hastalığı olanlar, kalp-damar sistemi hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar, kan hastalığı olanlar, şeker hastalığı olanlar, nörolojik hastalığı olanlar, metabolik hastalığı olanlar, kronik karaciğer hastalığı olanlar, aşırı kilolu olanlar, sağlık çalışanları ve 6 ay-18 yaş arasında olup uzun süre aspirin kullanması gerekenlerin yüksek risk grubunda olduğunu belirterek influenza bulaştırma olasılığı olan bu kişilerin aşı yaptırmalarını önerdi. Nezle ve gripte dengeli beslenmek, bol B ve C vitamin içerikli sebze ve meyveler yemek, bol sıvı tüketmek, bulunulan mekânı sık sık havalandırmak, kapı kolu, masa, bardak gibi virüsün 2-8 saat canlı kaldığı yüzeyleri sık sık temizlemek ve yaşadığımız ortamların kuru olmaması ve nemli olmasına dikkat etmek gerektiğini kaydeden Tezcan, gribal enfeksiyona dikkat edilmezse ve olaya ciddi bakılmazsa sıklıkla sinüzit, orta kulak iltihabı, faranjit, larenjit, bronşit görülebileceğini, riskli gruplarda hastalığın daha ağır seyredebileceğini, kalp ve beyin zarı iltihapları, akciğer ve karaciğer iltihapları gibi komplikasyonların daha sıklıkla görülebileceğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Grip şüpheli bir kişi ile temastan sonraki 7 gün içinde ateş (38 °C ve üzeri ), boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı, öksürük ve solunum güçlüğü gibi belirtiler olduğu hissedilirse hemen bir hekime başvurulmalıdır. Hekim herhangi bir teste ya da tedaviye ihtiyaç olup olmadığına karar verecektir. Hekiminizin uygun görmesi halinde evde (ateşiniz düştükten 1 gün sonraya kadar) istirahat ediniz. Evde kalmanız hem daha hızlı iyileşmenizi sağlayacak hem de hasta olmayanlara gribin bulaşmasını önleyecektir. Çevrenizdeki kişilere hastalığın bulaşmasını önlemek için uzak durulmalıdır. Ev dışına çıkmak zorunda kalırsanız mutlaka maske kullanın. Öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu enfekte damlacıkların havaya yayılmasını engellemek için bir mendil ile kapatın. Her mendili sadece 1 kez kullanın, aynı virüsü tekrar tekrar vücudunuza almamak için mendilinizi kullandıktan sonra çöp sepetine atın. Öksürürken ve hapşırırken yanınızda eğer mendil yoksa kol içinizi (kol dirseğini 90 derece kırıp tam dirsek eklemine doğru ağzımızı gömerek) kullanın. Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra, ellerinize bulaşan virüslü partiküllerden kurtulmak için, ellerinizi bol sabun ve suyla yıkayın. Su ve sabuna ulaşılamayan durumlarda, alkol içeren el yıkama antiseptikleri de etkili olmaktadır. Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayın. Erişkinlerde yüksek ateş, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, sık ve uzun süreli kusma görülmesi durumunda; çocuklarda ise hızlı veya zor nefes alma , vücutta solgunluk ya da morarma, emmeme, uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil, gözyaşında azalma, huzursuzluk ve ateşle beraber döküntü görülmesi durumlarında mutlaka acil olarak bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” dedi.
Hastalığın tedavisinin genellikle hastalığın belirtilerini azaltmaya yönelik olduğunu ifade eden Tezcan, bunun yanı sıra hastalığın ağır seyrettiği kişilerde hekim kontrolünde kullanılan antiviral ismi verilen ilaçların da bulunduğunu ve bu ilaçların; tıpkı antibiyotikler gibi hekim tarafından önerilmedikçe, reçetesiz olarak kesinlikle kullanılmaması gerektiğini söyledi. Virüs kaynaklı bir hastalık olması nedeniyle gripte antibiyotik kullanılmaması önerisinde bulundu.