Bünyamin Gölcü


TUTUNMAK

İSLAMA SARILMA OLANAKLARI


TUTUNMAK

Uçurum kenarında olan bir kişi kendine uzanan bir elin bir parmağını tutarsa zayıf tutmuş olur. İki parmak daha güçlüdür. Parmaklar artınca kuvvetli tutunca tutunma ve kurtulma olasılığı daha da artar.

Bu örneği vermemizin amacı örnekleme ile hakikatı anlatmaya çalışmaktır.

İnsanlar cehennem çukurunun kenarında düşmemek için İslam'ın esaslarına tutunmak durumundadır. Kendilerinin kurtuluşu buna bağlı olduğu gibi yükümlülüklerini üzerlerine aldıkları evlatlarının da bu şekilde güçlü bağlarla bağlı tutmaları önemlidir. Çocukları yetiştirirken buna dikkat etmek gerekir. Kurtuluşları tutunma sıklıklarına göre ihtimali kuvvetlendirmektedir. "Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız. (Ali İmran 103) ayetini bu şekilde de anlamamız mümkündür.

Kişinin İslam ile bağlarının güçlü tutulmasının yolu bağları güçlü tutmak ve tutunmaktır. Bu bağları kişisel, zamansal, mekânsal, iman ve ibadet açısından şöyle sıralayabiliriz;

1. Kişisel sebepler: İslam ile bağlarımızın en güçlü kişisi hiç şüphesiz ve tartışmasız Hz Peygamberdir. Onunla bağını koparan kişinin İslam ile hiçbir bağı olamaz. Allah azze ve celle kendi muhabbetini ve bağışlamasını dahi Hz Peygambere bağlamıştır. "De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.” (Ali İmran 31) ayeti açıkça bu hususu ifade etmektedir. 

Sonra diğer peygamberler, sahabe-i karam, İslam âlimleri, Müslüman şahsiyetler, İslam'la tanınmış kişiler, melekler gibi din deyince akla gelen kişiler ile kurulacak bir gönül bağı kişiyi islam ile bağlı tutan sebeplerdendir. Bu bağların güçlü olmasına dikkat etmek gerekir.

2. Zamansal sebepler: burada zamana kıymet kazandıran zamanları saymak yeterli olacaktır. İlahi mesajın insanlara ulaştırılmaya başladığı Kadir gecesi başta olmak üzere ayet ve hadislerde işaret edilen değerli zamanları burada zikretmek yerinde olacaktır. Reğaib ile başlayan ve içerisinde M'irac ve berat gecelerinin olduğu üç aylar diye isimlendirilen Recep, Şaban ve Ramazan ayları bu iletişimin güçlü tutulmasının en iyi zamansal fırsatlarıdır. Bununla birlikte Cuma geceleri, Cuma namazları, bayramlar ve diğer zaman dilimlerinde bu fırsatları iyi değerlendirmek gerekir.

3. Mekânsal sebepler: kalbimin bir köşesinde bize ilahi hakikatleri hatırlatan mekanları yerleştirmek gerekir. Müslümanım diyen herkesin kendinden bir parça olarak hissettiği mekanlar, kişi ile dini arasında kuvvetli bağların oluşmasına sebep olur. Kıblemiz olan Kabe'ye bağlılığımız olduğu gibi Hz Peygamberin Mescidi olan Mescid-i Nebiye de aynı bağlılığı göstermek gerekir. İlk kıblemiz Mescid-i Aksayı da aynı hassasiyetle yüreğimizin bir parçası kılmamız gerekir. Yine mahallemizdeki mabedlerimize de Kabe'nin ve Mescid-i Nebinin bir şubesi olarak bakmak gerekir. Hz Peygamber mahşer meydanında arşın gölgesinde kurtuluşa erecek yedi sınıf insandan Birinin de kalbi mescidlere bağlı kişiler olduğunu ifade etmektedir. (Buhâri, Ezan 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudûd 19; Müslim, Zekât 91.) 

O zaman anne ve babaların çocuklarını yetiştirirken onların gönüllerinde bu zaman ve mekanların yer edinmesine dikkat etmesi gerekir. Bir bayram namazına, Cuma veya teravih namazlarına evladını tutup götürmeyen, evinde namaz için seccadesi olmayan, elleri duaya açılmayan, çocuğun dünyasında Allah ve Rasulüne ait bir şey bırakmayan, kuran kurslarında camilerde çocuğun kulağına kurandan bir kelamın girmesine fırsat vermeyen anne babalar bu tutunmadan mahrum kalıyor ve bırakıyor demektir.

4. İmana ait meseleler: başta Allah inancı olmak üzere kitaplara meleklere, peygamberlere, ahirete ve kadere iman meselesi kişiyi iman üzere sabit tutmak için önemlidir. Belki de iman esaslarının hadislerde bu şekilde sistematize edilmesi bu bağları güçlendirmek içindir. Allaha Onun bize kendisini tanıttığı gibi tanımak ve inanmak imanın olmazsa olmaz şartıdır. Yine bireyin Kuranı kerim ile güçlü bağlarının oluşturulması iman üzere sebat etmesinde önemli etkendir. Ahiret inancı ise imanı diri tutmak ve etkili kılmak için son derece etkili bir sebeptir. Hatta iman etmenin en temel sebeplerinden birisinin ahiret inancının olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü ahiret inancı kişiyi zinde kılmasının yanında hayatına anlam kazandırmaktadır. Ahiretsiz hayat anlamsız çile gibidir.

5. İbadetlere ait sebepler: burada da İslam'ın temel beş şartını sayabiliriz. Kelme-i şehadet, Namaz, Oruç, Hac ve Zekat. Kul bu ibadetlerle Allahı hatırlar. Varlığına anlam kazandırır.  Hayatına değer katar. Kendini kötülüklerden uzaklaştırır ve iyiliklere yönlendirir. Güçlü bir imanın ve ibadetin sahibi en iyi insandır. Şöyle de diyebiliriz; en iyi müslüman en iyi insandır. En iyi insan da en iyi Müslümandır. Bediüzzamanın deyimiyle İslamiyet insaniyeti kübradır. İslamlığı büyük olanın insanlığı da büyük olur. Büyük insanlar yetiştirmek için iyi Müslümanlar yetiştirmek gerekir. 

Yukarıda bahsedilen hususlardaki kriterler hem kendimize hem de mükellefi olduğumuz bireylere birer rehberdir. Allah Kuranı kerimde "Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte tanrıları reddeder de Allah’a inanırsa kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir ve bilir". (Bakara, 256) buyurmaktadır.

17.01.2023

 

  • BIST 100

    10247,75%-0,86
  • DOLAR

    32,18% 0,05
  • EURO

    34,57% 0,23
  • GRAM ALTIN

    2392,90% -0,29
  • Ç. ALTIN

    3892,73% -0,26
  • Perşembe 23.1 ° / 11.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cuma 25.2 ° / 9.8 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 18.7 ° / 8.5 ° Orta kuvvetli yağmurlu

Denizli

09.05.2024

  • İMSAK 04:02
  • GÜNEŞ 05:45
  • ÖĞLE 13:06
  • İKİNDİ 16:59
  • AKŞAM 20:16
  • YATSI 21:52